28 Mart 2014 Cuma

Günaydın,
Bugün kızlarıma özel bir yazı yazacağım.
Güzel kuzularım, doğduğunuz gün dün gibi, ama artık kocamann oldunuz. Ben daha fazla yaşlanıp demans olmadan sizin doğumunuzu şuraya yazayımda, bana sormanıza gerek kalmasın :)
Siz aslında bana kalsa olmayacaktınız, yani benim sağlık sorunlarım yüzünden,  o yüzden bir doktordan yardım aldık, buna tüp bebek tedavisi deniyor. O yüzden de ikiz oldunuz zaten. Duru'cum sen sormuştun ya hani, "anne sen bizi bir tane doğurmayı beceremedin mi " diye , işte bu yüzden ikizsiniz :) İlk 3 ay ağzıma tükürdünüz siz ikiniz. Su bile içemedim sizin yüzünüzden, sürekli kustum, 3 kilo verdim. 3 ay bitince yavaş yavaş yemeğe başladım, günde 1 litre süt içtim. 25. haftaya kadar herşey çok güzeldi, yedim, içtim, gezdim, doktorum kızmasına rağmen araba kullandım :) Ama hiç sizi bahane edip bişey istemedim, pişmanım :)) Sizi hep ultrasonda gördüm ve her ay görmek için sabırsızlandım. 25. haftada çok hafif bir ağrım oldu, doktorum tedbiren 9 Eylül'e git orada bir baksınlar dedi ve ben elimde bir cep telefonu ve bir cüzdanla kendi ayağımla hasteneye gittim. Ama tam 4 hafta çıkamadım. Beni 3 gün doğumhanede yatırdılar, çünkü siz doğmaya karar vermişsiniz, bana sormadan.  Orada bana NTS diye cihaza bağlayıp sancılarımı ölçtüler ve siz çıkmaya o kadar niyetliymişsiniz ki benim sancılarım 100'dü yani en şiddetlisinden. Gerçi bana o sancıyı hiç hissettirmediniz. Bana kalsa ben hemen çıkardım hastaneden. 3 günün sonunda baktılar sizden bir hareket yok, beni odaya aldılar, tabi annaneniz, dedenizde geldi Eskişehirden. Sonraki 4 hafta tam bir kabustu, sürekli yattım, yattim, yattım. Özel oda olmadığı için de 2 kişilik odada kaldık, yanıma gelen herkes doğurup gidiyordu ben kalıyordum, acayip sıkıldım, sizin sayenizde bütün intörnlerle ahbab oldum, PSP oyunlarında rekorlar kırdım, bir sürü kitap, dergi okudum, sıkıntıdan patladım ve çok ağladım. 4. haftanın sonunda doktorum baktı hala sizden farklı bir hareket yok, artık eve gidebilirsin ama hiç kalkmayacağına söz ver dedi (biliyor tabi benim ne kadar gezenti olduğumu :)) bende yeminler ettim, kalkmıcam hep yatıcam diye ve cumartesi akşamüzeri 5'te çıktık. Allahım nasıl mutluyum, herşey bana çok güzel geliyor, etraf cıvıl cıvıl faln. Ben diyorumki biraz gezelim hava çok güzel, ama başımda despot babanız, annaneniz, babanneniz ve dedeleriniz var. Beni doğruca eve götürüp yatırıyorlar. Neyse sonra pazar gecesi saat 3 sularında birisi belimi kırmaya niyetlenmiş, belimi ayırıyor gibi bir ağrıyla uyandım. Sonra babanızı uyandırdım, babanız hemen hasteneye gidelim dedi ben biraz salladım ama saat 5'te artık dayanamadım ve hemen Ege Üniversitesine yetiştik. Orada anestezi uzmanı olan Hakan amcanızı aradık ve hemen beni doğumhaneye aldılar orada da bir sürü tetkik falan yaptılar, bu arada kuvezde yok, onu ayarlamaya çalışıyorlar ama bulamıyorlar, o yüzden de ilaçlarla oyalamaya çalışıyorlar sizi. 5 gün de orada yattıktan sonra kuvez boşalınca beni doğuma aldılar. Cuma akaşm üzeri 5,25'te Damla'cım sen, 5,30 da da Duru'cum sen doğdun. Yani 30. haftada doğmuş oldunuz. Ama kuveze girmediniz. Doğumda yaşadıklarımıda başka bir postta anlatayım çok uzun oldu çünkü. :))

27 Mart 2014 Perşembe

Günaydın,
Aslında bugün bişey yazmayı düşünmüyordum ama, sevgili mutluikizannesi beni mimlemiş. Kendisine çok
teşekkür edip, hemen mim sorularını cevaplıyorum.

Soru 1: Neden Blog açtım ?
Aslında bu blogu ben 2008 yılında kızlarım doğduğu zaman açmıştım, ileride onlara bırakabileceğim bir miras gibi :) Ama tabi onlar büyürken hiç vakitim olmadığı için blog işini unuttum. Ama takip ettim. Artık kızlar büyüdüler ve benim vaktim olmaya başlayınca tekrar döndüm buralara.

Soru 2:  Hayat felsefemi belirleyen söz
"Dünyaya bir kere geliyoruz" Bunun için herşeyi çok takıp, inceleyip hayatı kendimize zehir etmenin bir anlamı yok. Sevdiklerimizle ve en önemlisi kendimizle güzel vakit geçirebiliyorsak ve sağlıklıysak gerisi boş bence.

Soru 3: Kendimle ilgili 3'ü doğru biri yanlış 4 şey:) Bunlardan biri yanlış hangisi bilin bakalım.
Çok sabırlıyımdır :))
Yemek seçerim hem de çokk
Sanırım alışveriş bağımlısıyım :((
Seyahat etmeyi ve kızlarımla, ailemle vakit geçirmeyi çooooookk seviyorum.

İşte bu kadar. İsteyen bu mimi yapabilir :))
Hepinize güzel bir gün diliyorum.

26 Mart 2014 Çarşamba

ŞİKAYETİM VAR :(

Günaydın, Bugün sizlere bir maruzatım var onu arz edeceğim :) Hatırlarsınız 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla bir çok firma indirimler yapmıştı ve bendeniz akıllı kişi de, gece kremimi %50 indirimli aldım, amanda çok kardayım diye pek bir mutlu olmuştum. Ben kremi Watsons 'dan etiket fiyatı olan 54,90 yerine %50 indirimle 27,45 TL'ye almıştım. İndirimin bittiği günün ertesinde tekrar yolum aynı Watsons'a düştü. Raflar arasında gezeken gözüm benim aldığım kremlerin fiyatlarına takıldı. AA indirimsiz aynı krem 30,90 gibi bir rakamdı. İnanamadım, görevliye sordum bunlarda indirim varmı diye YOKMUŞ. Yani anlayacağınız ben kremi sadece 3 lira indirimli almışım. Tabi hemen Watsons'ın web sayfasına girip şikayet mailimi attım, güzelce ve kibarca geçirdim :) Ben zannediyorum ki kurumsal bir firmaya, hemen geri dönecekler biz ettik sen etme diyecekler ama bilin bakalım noldu, yaklaşık 2 haftadır ne ses çıktı, ne de dönen oldu :)

Demekki indirimden önce gidilecek fiyatlara bakılacak ve gerçekten indirim varsa alınacak ve böyle üçkağıtçı sözümona kurumsal firmalardan alışveriş yapılmayacakmış.

Son olarak çok yakın bir arkadaşımın dediği gibi VATSIN, ADIN BATSINN :)))

Herkese keyifli alışverişler :)

25 Mart 2014 Salı

"İnsan kederi yaşamamak için hayatındaki herşeyi verir, ama keder size hiç bişey alamaz, çünkü keder değersizdir. "
Haftasonu izlediğim bir filmden bu söz. Tam olarak böyleydi diyemiyorum ama buna yakın bişeydi. Herkesin kederi, üzüntüsü kendisi için önemli, başkaları sadece ah vah eder. Niye böyle bir giriş yaptığım konusunda hiçbir fikrim yok.

İzmir yağmurlu hem de çok yağmurlu bugün.  Bir de yetmezmiş gibi günlerden salı. Yani karamsar olmak için zemin uygun :) Ama napıyoruz karamsar olmuyoruz, pazartesiyi atlatmış olduğumuzu hatırlıyoruz ve kocaman gülümsüyoruz. İşe yararsa ne ala, yaramazsa yapacak daha iyi bişey bulun, mesala kahvenizi, çayınızı alın güzel bir müzik açın, yağmuru seyredin, yağmurun ruhunuzu, aklınızı temizlediğini düşünün. Benim gibi iş yerindeyseniz eğer çalışın, çalışınca vakit daha çabuk geçer ve fazla düşünmenize gerek kalmaz :)) Yani ben işimin başına gidiyorum.

Haydi size iyi haftalarrr.

18 Mart 2014 Salı

Merhaba,
En son geçen salı yazmışım, insanda yazma keyfi bırakmıyor maalesef yaşanan bu son olaylar. Olmayan keyfim iyice kaçtı. Çocuklarımı nasıl korucam, nasıl büyütücem diye kara kara düşünüyorum. Aslında önümüzde çok güzel bir fırsat var "Seçim" , ama maalesef bu seçimden de ümidim yok.

Ayy neyse, sizinde içinizi karartmaya gelmedim buraya. Bugün salı ya, ben salıları sevmiyorum ya, ondan bu karamsarlığım. Havalar ısınmaya başladı tekrar. Bahar geliyor, ağaçlar gibi insanların ümitleride yeşeriyor bu mevsimde. Adımdan sanırım ben Bahar mevsimini çoook seviyorum.

Şaşıracaksınız ama haftasonu alışveriş yapmadım, evet bunu başardım :) Sadece kızlarım için kitap aldım, matemetikleri gelişssin diye. Bir de National Kids'e abone oldum, geçen seneye kadar Meraklı Minik dergisine üyeydik, ama artık o dergi kızlarımı kesmez oldu, bebekler içinmiş,(kendilerinin tanımı) o yüzden bizde bu dergiye transfer olduk. Bir de ilk üyelikte hediye olarak Volkan Yapma Seti gönderdiler. Onu da hemen denedik ve çığlıklar eşliğinde volkanımızı patlattık :) Ama sirke yüzünden iğrenç koktu, belirtmeden geçemicem :)


Bunun dışında haftasonunda hiç bişey yapmadım, hastaydım bol bol yattım, hiç bişey yiyemedim, İşte böyle saçma sapan gereksiz bir hafta geçmiş oldu, umarım bu hafta çoook güzel geçer, sağlıklı ve mutlu oluruz.

11 Mart 2014 Salı

Bir gün oğlunuz/kızınız evden ekmek almak için çıkıyor ekmek alıp eve dönmek ne kadar sürer, 10 dakika, oyuna dalarsa arkadaşlarıyla 30 dakika, hadi olsun 1 saat. Ama tam 269 gün sürüyor, 269 gün sonra geliyor ama bir tabutun içinde ve evden çıktığı kilonun 3 te biri kadar. Böyle bişeyi düşünmesi bile korkunç ama Berkin'in ailesi bu acıyı yaşıyor, üstelik katillerini herkes biliyor ama hiç kimse bişey yapmıyor.  Allah hepimizin çocuklarını korusun ve Berkin'in ailesine sabırlar versin. Umarım suçluların HEPSİ hakettikleri cezaları alırlar ve ailenin acısı bir nebze azalır. Işıklar içinde uyu Berkin.
Günaydın herkese,
Bugün salı ve ben salı günlerinden nefret ediyorum :( Herkesin pazartesi sendromu vardır benimde salı sendromum var, tersim işte, yapacak bişey yok :)
Haftasonu hiç bir şey yapmadım desem yeridir. Sadece spora gittim, yüzdüm, bir de cuma günü Kadınlar Günü indirimlerinden faydalanıp alışveriş yaptım okadar. (Gene alışveriş yaptım dedim dimi, off nolcak benim bu halim :( ) Bari yaptığım alışverişleri göstereyim size.

İlk olarak Yves Rocher'un kelebek günlerinden aldıklarımı göstereyim.

Bunlar aldıklarımın toplu görünüşü, %40 indirimli şu turuncu tüpteki, sarkmalara karşı maske. Bu hafta denedim, güzel bir ürüne benziyor ama işe yararmı demek için çok erken. 
Parfüm ise, Yves Rosher kartımın %25 indirim hakkım vardı onun için aldım. Kokusuna bayıldım, çok fresh ama kalıcı bir koku, çiçek kokularıyla aranız yoksa benim gibi tavsiye ederim. 
Rujda %40 indirimdeydi, rengi çok güzel bir pembe, biraz işiltısı var ama rahatsız etmiyor ama kokusunu hiç sevmedim maalesef :( Ama nemlendirmesi gayet güzel. Duruşuda yaklaşık olarak şu şekilde:


 
















Farda yaptığım alışverişin hediyesiydi. Gri ve lacivert renklerden oluşuyor. Ama ben far kullanmam ki :)

Şu meşhur Watsons indirminden de aşağıdakileri aldım.

Nivea roll-on hariç hepsi %50 indirimdeydi, oldukça karlı bir alışveriş oldu :)

Geçen gün Morhipo'da Bambi kampanyası vrdı herşey 19,90 TL'ydi oradan da bir ayakkabı siparişi vermiştim, o da geldi, onun da resmini koyayım darılmasın bari :)
İşe giderken hep topuklu ayakkabı giydiğim için aldım bunları, rengi burda beyaza yakın çıkmış ama daha krem rengi ve beklediğimden daha rahatlar. Ayaktada gayet şık duruyorlar, sevdim yani ben.

Evet işte aldıklarım bu kadar, bu arada geçen Kadınlar Günümüz kutlu olsun, umarım sadece bir gün kutladığımız ve lafta kalan bir gün olmaktan çıkar, hayatımızın her günü gereken değer ve saygıyı gördüğümüz bir Türkiye'de yaşarız.

Hepinize sendromsuz, mutlu bir hafta diliyorum.


7 Mart 2014 Cuma

Merhaba Blogcum,

3 günlük karanlık havadan sonra bugün İzmir'de güneş yüzünü gösterdi nihayet :) O yüzden benimde keyfim geldi biraz. Ben sanırım güneş insanıyım, hava kapalı ve yağmurlu olunca bütün enerjim gidiyor, karamsar oluyorum. Güneşle beraber benim enerjimde artıyor, herşeyi yapabilecekmişim gibi geliyor. Ama yapıyormuyum,tabi ki  hayır :) Ama olsun en azından yapmak istersem enerjim cepte dursun dimi ama.

Dün akşam işyerindeki kızlarla yemeğe gittik, daha doğrusu gün yapıyoruz, altın günü :)) Anneme hep gülerdim, altın günü mü olurmuş yemeye içmeye gidiyorsunuz diye, şimdi benim günüm var. Ama ne demişler insan kınadığı şeyi yaşamadan ölmezmiş :) Tabi anneme de söylemeyeceğim böyle bir şeyi, çünkü dalga geçer durur valla. Alsamcak'ta La Cigale 'e gittik. Yemekler çok güzeldi ama ben içerisini sevmiyorum, Oranın bahçesi çok keyifli oluyor. Ama bizim muhabbetimiz güzeldi, çok güldük gene. Kızları da götürdüm, onlar biraz sıkıldılar, onlar eller havaya yapacağımızı sanıyorlarmış, sıkıcı bulmuşlar müzikleri :)) Onlarda sıkıntıdan kendilerini cep telefonundan oyuna vurdular. Fazla oynamayın dediğim zaman da el cevap : çocuklar oyun oynarlar, ne kadar isterlerse o kadar oynarlar :))

Dün kızları işyerine getirdim. Çok eğlendiler, bütün odaları gezip herkesle tanıştılar, öpüştüler, tekrar gelicez biz diye gittiler :) Bazen diyorum bu çocukları ben mi doğurdum diye, çünkü ben çok sevgi kelebeği değilimdir, özelliklede ilk tanıştığım insanlara karşı, maşallah kızlarım herkesle dost oldular :) 

Resim alakasız bir resim, ama bu postta resimsiz olmasın dedi, kuzularımın resimlerini koydum .

Hepinize mutlu haftasonları :)

2 Mart 2014 Pazar

Günaydın, iyi haftalar herkese,
Bol gezmeli, bol yemeli içmeli, bol kahkahalı çok güzel bir haftasonu geçirdim. Çok sevdiğim kardeşten öte dostum geldi İstanbul'dan ve onunla hasret giderdik. Ama onun şansına İzmir'de hava kapalı ve yağışlıydı haftasonu. Ama bu bizi yıldırmadı tabi kide :) 
Cumartesi sabahı Güzelbahçe'de Cafehane diye bir yere kahvaltıya gittik, gitmez olaydık :( Yer olarak süper bir yerde denizin içinde, mekan olarakta şık sayılabilecek bir yer, serpme kahvaltı olayı yok, menüden tek tek seçiyorsunuz, fiyatlar pahalı ve çayda sınırlı. Ama yerin güzelliğinden bunları çokta görmezden gedik taaa ki, ekmekler küflü çıkana kadar. Evet getirdikleri ekmekler küflüydü :((( Garsonlar utana sıkıla geri aldılar ekmekleri ve yenilerini getirdiler, sonra ben tabağıma peynir aldım (taze kaşar) aa o da ne o da küflü, gözlerime inanamadım, tekrar garsonu çağırdım bu ne rezalet, arkadaşım İstanbul'dan geldi beni rezil ettiniz diye bıdı bıdı söylendim, hemen o tabakta gitti yerine yeni peynir geldi ki ben getirmeyin demiştim. Ama bilin bakalım noldu ? Gene küflenmiş bir peynir getirdiler. Tabi bu bardağı taşıran son damla oldu ve hemen kalktık oradan. Bu kahvaltı rezaletinden sonra aç bilaç Altınoluk'a gittik. Oradaki garsonlara baştan gözdağı verdiğim için bir ilgi, bir alaka sormayın gitsin :)) Masamız doldu, bir sürü şeyi bitiremedik bile ve hepsi çok güzeldi ve küfsüzdü :)). Öğleden sonra Kordondaydık. Akşam Midpoint'e gittik, orada da çok güzel mamalar yedik. Burasıda oldukça şık ve nezih bi yer, yemeklerinin hepsi de çok lezzetli, kesinlikle tavsiye edrim, yazın bahçesi de çookk keyifli, gitmediyseniz aklınızda bulunsun. Gece Gazi Kadınlar Sokağında ki Hayal Kahvesine gittik inanılmaz kalabalıktı, ordan çıktık Öküz Bar'a gittik, oradan çıktık, Warm Up Karaoke Bar'a gittik şarkılar söyledik :)) 
Pazar sabahı yağmurla uyandık, Eski Foça yolundaki Taşköy'e gittik. İnanaılmaz güzel bir yer, ortam, kahvaltı, ilgi, alaka herşey çok güzeldi. Yolunuz düşerse mutlaka gidin, hava soğuk olsada gidin, şömineleri var, hava güzelse zaten sorun yok, mükemmel bir bahçesi var, bahçede tavus kuşları, tavşanlar, tavuklar, kazlar falan var, benim kızlar çok eğlendiler akşama kadar koşturdular :) Düğün organizasyonuda yapıyorlarmış, bence kır düğünü düşünüyorsanız mutlaka bakın



Üsteki resimde sol köşede gözüken Damla :)
Mekanı anlattığım kadar var, sanırım resimler size biraz bilgi vermiştir.

İşte bir haftasonunun özeti. Umarım herkesin haftasonu en az benim ki kadar güzel geçmiştir. Hepinize mutlu bir hafta diliyorum .